Odamızın loş ışığında, birbirimize tutkuyla sarıldık. Tenlerimiz terle ıslanırken, nefeslerimiz giderek hızlanıyordu. Ellerim belli belirsiz dolaşmaya başladı, hafif dokunuşlarla onu hazırlarken, dudaklarım kulak memesinde gezindi.

Kıvrımlarına incecik dokundukça, vücudu titremeye başladı. Eğildim, dudaklarımı onunkine bastırdım, dilim ağzında gezindi. Aşağıya doğru kayarken, teninin sıcaklığını hissediyordum. Göğüslerine kısa dokunuşlarla indim, emerek sertleştirdim. Karın boşluğunda izler bırakarak devam ettim, kalçasına hafifçe vurdum, giderek daha da fazlasını istiyordum.

Ellerim bacaklarını ayırdı, dizlerinin arasına yerleştim. Ateşli solukları duyuluyordu, hazır olduğunu biliyordum. Önce parmaklarımla keşfettim, ıslaklığını avuçlarken içine doğru küçük hareketlerle ilerledim. Gözlerini kapattı, başını geri attı, inliyordu. Aşağıya indim, dilimle ıslaklığını tadarak doyurmaya çalıştım, sıcak ve tatlıydı.

Sonra kendimi çektim, yavaşça hazırlığını tamamlamak için parmaklarımı genişlettim. Hızlı nefes alıyordu, sıkılıyor, ama daha fazlasını istiyordu. Pozisyon alıp, girişine doğru yaklaştım, baskıyla içine girdim. Sıcaklığı beni emerken, ritim yavaş ama baskılı başladı. Kendimi daha derine ittikçe, iniltileri yükseldi. Hareketlerim hızlandı, daha sert, daha kontrolsüz hale geldi.

Ellerini belime doladı, kendini bana doğru çekti. Vuruşlar derinleşti, bedenleri birbirine yapışmış, ter içinde kalmıştık. Zamanın durduğu o son an geldiğinde, seslerimiz odada yankılandı, bedenlerimiz titreyerek birlikte boşaldı. Sessizliğe büründük, yalnızca nefeslerimiz duyuluyordu.

Comments are closed.