Sabahın erken saatlerinde, güneşin sıcaklığı odama dolarken uyandım. Kollarımı gerip esnedim, dün geceki partiden kalan hafif bir baş ağrısı hâlâ hissediliyordu. Yataktan kalkıp pencereye yürüdüm, perdeyi araladığımda karşı apartmanın balkonunda komşum Efe’yi gördüm. Sadece havluyla belini sarmış, ıslak saçları omuzlarına düşmüş, belli ki daha yeni duştan çıkmıştı. Geniş omuzları, sert göğüs kasları ve ince belli vücudu karşısında afalladım. Gözlerimi üzerinden alamıyordum.
Efe, farkında olmadan beni seyrediyordu, çünkü birden bana baktı ve gülümsedi. “Günaydın,” diye seslendi, hafif kısık, çekici bir sesle. Ben utancımdan kıpkırmızı oldum, ama belli etmemeye çalışarak gülümsedim. “Günaydın,” dedim hafifçe.
O akşam, ders çalışırken kapım çaldı. Açtığımda Efe karşımda duruyordu, elinde bir şişe şarap. “Komşuluk edelim mi?” dedi. İçimde hafif bir heyecan dalgası yayıldı. Davet ettim içeri, şarabı doldururken gözleri sürekli üzerimdeydi. Bacak bacak üstüne atarken eteğim hafif yukarı çekildi, onun bakışlarının nasıl alevlendiğini fark ettim.
“Sıkıldığını gördüm, belki biraz eğleniriz,” dedi, ağzında alaycı bir gülümsemeyle. Yanıma oturduğunda kalbim yerinden çıkacak gibi çarpıyordu. Yaklaştı, sıcak nefesi kulağıma değdi. “Merak ettiğini biliyorum,” diye fısıldadı. “Keşfetmek ister misin?”
Elleri kalçalarımı kavradı, dudağımı şiddetli bir öpüşle ele geçirdi. İçimde bir yangın başladı. Onun güçlü kolları beni koltuğa yatırdı, eteğimi yukarı sıyırıp külotumu bir hamlede çıkardı. Parmakları amıma dokunduğunda inledim. “Oh, çok ıslaksın,” diye mırıldandı, parmaklarını içimde gezdirirken.
Sonra birden dizlerimin üstüne çöktürdü beni. “Hadi, şimdi tadına bakalım,” dedi sertçe. Kafasını bacaklarımın arasına itti, diliyle amımı yalarken gözlerim karardı. Uzun, sert darbelerle klitorisimi emiyor, parmaklarını göt deliğime bastırıyordu. Kıvranıyordum, ellerimi saçlarına dolayıp onu daha çok bana bastırdım.
Sonra aniden kaldırdı beni, yüzükoyun koltuğa yatırdı. Bir elimle sikini kavradığımda ağzım açık kaldı—kocaman, damarlı, kusursuz bir yarrak. Gözlerimi devirerek yavaşça yalamaya başladım, tuzlu tadını ağzımda hissettim. Bir yandan da parmağını göt deliğime soktu, iniltilerim arttı.
“Şimdi hazır mısın?” diye hırladı. Sırtıma çıktı, sikinin başını amımın girişinde gezdirirken titredim. Sonra içime tek hamlede girdi. “Ahhh! Çok büyük!” diye bağırdım, acıyla karışık bir zevkle dolmuştum. Çılgınca inliyor, her vuruşta daha çok azıyordu. Bir eliyle saçlarımdan çekti, diğeriyle götüme vurdu. “Şimdi bu göt deliğini de sikicem,” dedi kısık bir sesle.
Kalçalarımı iyice açtı, tükürüğünü parmağına alıp götüme sürdü. Sikini yavaşça itti. İlk başta yanma hissettim, ama sonra her darbe beni daha çok çıldırttı. Sonunda ikisini birden kullanmaya başladı, öyle hızlı sert girip çıkıyordu ki zevkten kendimden geçtim.
“Geliyorum!” diye bağırdı Efe, son birkaç sert darbe daha vurduktan sonra sıcak döllerini götümün içine boşaldı. Ben de arkasından titreyerek orgazm oldum, bacaklarım titrerken yüzümü koltuğa gömdüm.
Efe arkamdan ayrılırken gülümsedi. “Artık komşuların ne yaptığını iyi biliyorsun,” dedi alaycı bir tonla. Ben hâlâ nefes nefese, ona bakarken bir sonraki randevumuzu iple çekiyordum.