Otomatik oto yıkama makinesinin içindeydim, arabamın camları buğulanmış, sıcak su ve köpükler etrafı sararken içimde bir heyecan dalgası kabarıyordu. Dışarıda yağmurda bekleyen tek kişi vardı – siyah montuyla uzun boylu, yakışıklı yabancı. Göz göze geldik, dudağını ısırdı.

Arabanın içinde yalnızdım, ama yıkamanın titreşimleri, ıslak camlardan süzülen su damlaları ve adamın yakıcı bakışları beni gerdikçe germişti. “Devam et…” diye fısıldadım, parmaklarım aracın koltuğuna gömülürken.

Yıkama bitti, kapıyı açmaya yeltendim ama dışarı çıkmadım. Camı bir karış araladım. Siyah montlu adam yaklaştı, derin bir nefes alarak: “Yalnız mısın?” diye sordu. Dudaklarım titredi, gözlerimi kaçırdım. “Bakalım…”

O an eli camdan içeri uzandı, boynuma dokundu. “İçeri gelsene,” diye mırıldandım. “Seni bekliyorum.”

Kapı açılır açılmaz koltuğuma atladı, dudakları aniden ağzıma yapıştı. “Tanrım!” diye inledim, köpük kokusuna karışan parfümünü ciğerlerime çektim. Eli eteğimi yukarı sıyırırken, külotumun zaten ıslak olduğunu hissettim.

“Hadi, göster bana.” Parmaklarıyla hafifçe dokundu, klitorisimi iki parmağının arasında sıktı. “Ahhh, yavaş ol!” diye titredim ama devam etmesini istiyordum. “Hayır, böyle değil!” Omuzlarından tutup aşağı ittim, “Ağzınla yap.”

Başını dizlerimin arasına gömdü. Dilini kullanarak sertçe yalamaya başladı. Islak, sıcak, delicesine… Kafasını tutup daha da bastırdım. “İçine sok dilini!” diye hırladım.

Sonra pantolonunu indirip kalın aletini çıkardı. “Görmek istiyorum,” diyerek eliyle bastırarak ağzıma soktu. Boğazıma kadar aldım, tırnaklarım koltuk derisine gömüldü.

Ama yeterli değildi. Koltuğa çıktım, sırtımı cama yasladım. “Hadi, içimde istiyorum!” Bacaklarımı açarak hazır olduğumu belli ettim. Aniden içime girdi, bir çığlık kopardım. Arabanın içi ıslak amıma çarpan kalçalarının sesiyle doldu.

“Götünü de istiyorum,” diye inledi, parmağını göt deliğime bastırarak. “Hayır, orası—” diyebildim ama tükürüğünü sürüp içeri soktuğunda, çığlığım camları inletti.

Çıldırmış gibi vuruyordu. “Boşalacağım!” diye bağırdım. O anda içime boşaldı, ben de orgazmla sarsıldım.

Yağmur hala camlara vuruyordu. Araba sarsılmış, içi köpük ve şehvet kokuyordu. Adam gülümsedi: “Bir dahaki sefere daha da pis olacak.”

Ben sadece nefes nefese gülümseyebildim. Yasak şehvet, tam da böyle tatlıydı…

Comments are closed.