Ofis binasının son ışıkları sönerken, Didem bilgisayarının başında son raporları düzeltiyordu. Uzun bacaklarını sıkan mini eteği, her hareketinde biraz daha yukarı çıkıyor, siyah dantelli külodu göz kırpıyordu. Tam dosyayı kaydedecekken, kapı aniden açıldı.
– _”Hâlâ burada mısın?”_
Patronu Kerem, gömleğinin kolunu sıvazlayarak içeri girdi. 40’lı yaşlarında karizmatik, geniş omuzlu bir adamdı. Bakışları ise Didem’in dekoltesine takılı kalmıştı.
– _”Evet, raporları bitirmek üzereydim,”_ dedi Didem gözlerini kaçırarak.
Kerem masasına yaklaştı, elini koltuğun arkasına dayadı. Yakınlık, kadının ensesindeki tüyleri diken diken etti.
– _”Sana dedim Didem, fazla mesaiye kalmana gerek yok. Ama sen…”_ Eli, omzundan aşağı süzüldü. _”Çok çalışkansın.”_
Sıcak nefesiyle kulak memesine dokunduğunda Didem’in dizleri titredi. Göğüslerinin dolgunluğu düğmeleri zorluyordu. Kerem bunu fark etti ve ilk düğmeyi çözdü.
– _”Patron…”_
– _”Sus,”_ diye kesti sertçe. _”Bunu çok istediğini biliyorum.”_
İkinci düğme de açıldı. Ağır gümüş sütyeni ortaya çıktı. Kerem parmak uçlarıyla sertleşen uçlarını okşadı. Didem başını geri attı, iç çekti.
– _”Daha fazlasını ister misin?”_ diye fısıldadı Kerem.
Didem’in yanıt vermesine bile fırsat tanımadan, onu masanın üzerine itti. Kalçalarına vurarak bacaklarını açtırdı. Mini etek zaten yukarı toplanmıştı.
– _”Şimdi her şeyi görebiliyorum,”_ dedi yavaşça.
Siyah dantel külodu, ıslaklıkla şeffaflaşmıştı. Kerem, tek hareketle onu yırtarak çıkardı. Didem çıplak kaldığı anda, Kerem’in ağzı dolgun kalçalarına gömüldü.
– _”Oh! Patronum…”_ Didem, masanın kenarını sıkıca kavradı.
Dili incecik göt deliğinin etrafında geziniyor, ara sıra içine sokup çıkıyordu. Bir eliyle amını yoklarken, diğer parmaklarını kadının içine soktu.
– _”Böyle mi istiyorsun?”_
– _”Evet! Daha fazla!”_ Didem inledi.
Kerem kendini çekti, pantolonun düğmelerini açtı. Sertleşmiş sikini çıkardığında, Didem’in gözleri kamaştı. Kocaman ve damarlıydı.
– _”Bu senin için,”_ dedi ve sikinin ucunu ıslak amının girişinde gezdirdi. _”Hazır mısın?”_
Didem başını salladı ve Kerem bir hamlede içine girdi. Sert ve hızlıydı. Her itişte masanın üzerinde sarsılan Didem, inliyordu.
– _”Seni böyle sikerken çok güzelsin,”_ diye homurdandı Kerem.
Ellerini kalçalarına kavrayarak daha derine itti. Didem’in çığlıkları yükselirken, odanın içinde çıplak bedenlerinin çarpışma sesleri yankılanıyordu.
– _”Ben geliyorum!”_ diye bağırdı Didem.
Kerem son birkaç sert hareketle boşaldığında, ikisi de titreyerek birbirine sarıldı. Masanın üzerinde ter içinde kalmışlardı.
Kerem, Didem’in yüzünü kaldırdı ve alnından öptü.
– _”Yarın toplantıya geç kalma,”_ dedi şehvetle.
Didem güldü. Belli ki patronun bu sert “mülakatından” sonra işe alım süreci tamamlanmıştı.