Sıcak bir yaz akşamında, özenle döşenmiş geniş malikanenin havuz başında, Güneş’in son ışıkları suyun üzerinde dans ediyordu. Leyla, hafifçe ıslak mayosuyla şezlonga uzanmış, üvey abisi Kerem’in dergisini karıştırırken dudaklarını ısırıyordu. Mayosunun ince kumaşı, vücudunun kıvrımlarını ele veriyor, göğüslerinin dolgunluğu her nefes alışında belirginleşiyordu.
Kerem, barmenin getirdiği buz gibi şarabı yudumlarken göz ucuyla Leyla’yı süzüyordu. Yıllardır bastırdığı arzular, bu gece kontrol edilemez bir hal almıştı. “Dergi ilgini çekti mi?” diye sordu, sesinde hafif bir titremeyle.
Leyla, dudaklarında istifini bozmayan bir gülümsemeyle, “Senin ilginç zevklerin var, abi,” dedi. Sayfadaki erotik pozlara bakıp taşkın bir kahkaha attı. “Bunları gerçekten beğeniyor musun?”
Kerem, koltuğundan kalkıp yanına oturdu. “Belki de senden esinleniyorum,” diye fısıldadı, parmak uçlarıyla Leyla’nın bacağını okşarken. Teninin sıcaklığını hissettiği an, nefesi kesildi. Leyla’nın gözleri büyüdü, ama geri çekilmedi.
“Aramızda böyle şeyler olmamalı,” dedi nefesi kesilerek, ama bacakları arasındaki ıslaklık yalan söylemiyordu.
Kerem, Leyla’nın çenesini tutup dudaklarına yaklaştı. “Kimse bilmeyecek,” diye mırıldandı, sonra ona sertçe yapıştı. Dilleri ateşli bir dansa başladı, yılların bastırılmış arzusu patlarcasına. Leyla, Kerem’in ellerinin mayosunun üzerinden memelerini sıkışını hissettiğinde içini kaplayan sıcak dalgaya direnemedi.
Hızla havuzun kenarına yöneldiler. Kerem, Leyla’yı duvara yaslayıp mayosunun üst parçasını indirdi. Pembe uçlar havayla buluşur buluşmaz sertleşti. “Bunu hep hayal ettim,” diye inledi Kerem, dudaklarını bir memeye yapıştırıp emerken diğerini yoğuruyordu.
Leyla, başını geri atıp inledi. Elleri Kerem’in kaslı sırtında geziniyor, altındaki sert çıkıntıyı hissediyordu. “İçimde hissetmek istiyorum,” diye fısıldadı.
Kerem, onu çevirip mayosunu çekti. Yuvarlak, dolgun kalçalarını avuçlarken nefesi kesildi. “Bu mükemmel götü de özlüyordum,” diye homurdandı, diz çöküp aralara uzandı. Leyla’nın inleyişleri havada yankılandı, dilleri ıslak çekirdeğine dalıp çıktıkça bacakları titredi.
Sonra Kerem, pantolonunu indirip sertleşmiş aletini Leyla’nın ıslaklığına sürttü. “Hazır mısın?” diye sordu, sesi bir tehdit kadar karanlıktı.
Leyla, başıyla onayladı, “Evet, lütfen.” Kerem hiç naz yapmadı, bir hamlede içine girdi. İkisinin de çığlığı birbirine karıştı. Leyla, duvara yaslanıp her darbede haykırıyordu. Kerem, kalçalarını hızla çarparak derinlere ulaşıyor, her seferinde onu daha da çılgına çeviriyordu.
Sonra Leyla’yı havuzun kenarına yatırdı, bacaklarını omuzlarına aldı. Bu pozisyonda daha derine giriyordu. Leyla, “Daha sert!” diye inledi. Kerem, onun emrine uyup vuruşlarını hızlandırdı. Leyla’nın içi sıkıştıkça Kerem’in de sabrı tükeniyordu.
Birden Leyla çığlık attı, orgazmın şiddetiyle kıvranırken Kerem de boşaldı. Üzerine eğilip dudaklarını yaladı. “Artık kimse bizi ayıramaz,” diye fısıldadı.
Ama tam o sırada, kapı gıcırtısıyla irkildiler…